Kramp Girmesi
Kas krampları daha çok geceleri olan ve baldırda oluşan şiddetli bir ağrı ile uyandıran ve can yakan bir durum.
Kas Krampları Şu durumlarda Olabilir:
1.Yaralanma sonrası: Bir kemik kırılması sonrası etrafındaki kaslarda oluşan kasılma kramp yapar.
2.Aşırı spor veya hareket: aşırı spor, yürüyüş sonrası veay bu tür aktivitelere alışık olmayan bininin kasları aniden fazla yorması sonrası oluşur.
3.Gece Krampları: bazen nedeni bilinmez. Gecede bir veya iki kez veya fazla olabilir ve tekrarlayabilir.
4.Susuz kalmak: yeterince su içmemek kas krampları yapar.
5.KALSİYUM VE MAĞNEZYUM EKSİKLİĞİ: Kalsiyum ve mağnezyum eksikliğinde kas krampları sık olur. Gebelerde bu nedende kas krampları sık olabilir.
6.POTASYUM DÜŞÜKLÜĞÜ de kas krampları yapar.
7.Şeker Hastalarında Diyabetik Nöropati denen sinir hasarı kramp yapabilir.
8.BAZI İLAÇLAR: İdrar söktürücü ilaçlar (Lasix gibi), Evista, Bazı kolesterol ilaçları, Bazı parikinson ilaçları, bazı psikiyari ilaçları kesildiğinde,
9.VİTAMİN EKSİKLİĞİ: B1 (Tiamin ) vitamini , B5 vitamini (pantotenik asit), Pridoksin (B6 ) vitramini eksikliğinde kas krampları olabilir.
10. Tiroid Yetmezliği (HİPOTİROİDİ): tiroid az çalışyorsa kramp olabilir.
11.Varisler kramp yapabilir.
12.Düşük şeker bazen kas krampları yapabilir.
13.Kan dolaşım bozukluğu da kramp yapabilir.
14.Parkinson hastalığı da kramp yapabilir.
15.Kas kastalıkları da kramp yapabilir.
16.Kanda SODYUM düştüğünde
KRAMP OLUNCA NE YAPMALI:
Kas üzerini oğuşturmalı (masaj yapmalı) , sıcak uygulamalı, esneme hareketleri yapmalıdır. Egzersiz sonrası olmuşsa su ve maden suyu içmeli. Bazı kişiler dudak üzerindeki burun altındaki kısmın tutulmasının (çimdikleme) krampı azalttığını belirtmektedir.
KORUNMA
Spor öncesi ısınma hareketleri yapılmalı. Yeteri kadar su içilmeli. Su egzersiz öncesi, sırası ve sonrası içilmelidir. E vitamini bazen faydalı olabilir.
HANGİ TETKİKLERİ YAPTIRMALI:
Kanda Kalsiyum, mağnezyum, fosfor, Sodyum, potasyum, açlık insülin hormonu, açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri, TSH, Serbest T3 ve Serbest T4 ölçümleri yapılmalı ve bir ENDOKRİN UZMANINA başvurmalıdır. VARİS varsa bir damar cerrahı uzmanına kas hastalığı varsa bir Nöroloji uzmanına başvurmak gerekir.
KALSİYUM
Kalsiyum insan vücudunda en bol bulunan mineraldir. Vücut ağırlığının %1,5’tan fazlasını oluşturur. Vücuttaki kalsiyumun %99’u kemiklerde ve dişlerde, geri kalanı yumuşak dokularda bulunur. Yetişkin bir insanın vücudundaki kalsiyumun çoğu sürekli olarak kemikten kana karışır ve yeniden kemik yapımında kullanılır Bu nedenle hayatımız boyunca kemiklerimize giren ve çıkan kalsiyum oranını dengede tutulması sağlıklı kemikler için çok önemlidir. Kalsiyum ile D vitamini kemik sağlığı için birlikte hareket ederler.
Kalsiyum, kemik ve dişlerin oluşumuna ve sağlıklı kalmalarına, kalp atışının düzenlenmesine ve kanın pıhtılaşmasına yardım eder.
Kas gücü ve sinir iletimi için kalsiyum gereklidir. Kalsiyum kaslarda troponin-c denen bir proteine bağlanır ve bu sayede kaslarımız hareket edebilir ve kasılabilir. Kalsiyum, yine kaslarda kalmodulin isimli bir proteine bağlanarak enerji kaynağı olan glikojenin (şeker deposu) parçalanıp kas kasılması için gerekli enerjinin ortaya çıkmasını sağlar. Görüldüğü gibi kaslar kalsiyum olmadan yeteri kadar görev yapamazlar.
Kalsiyum Hangi Gıdalarda Mevcut?
Süt, yoğurt ve peynir kalsiyumun en fazla bulunduğu veya kişilerin kalsiyumu aldığı gıdalardır. Erişkinlerin hergün 2-3 bardak süt veya yoğurt yemesi gerekli kalsiyum alımı için önemlidir. Süt tozu, süt, peynir, sardalya, kuru incir, yoğurt, yer fıstığı, lahana, kepekli ekmek, yumurta, balık, badem, kabak, brokoli, ıspanak ve maydanoz gibi besinlerde kalsiyum vardır. Süt içemeyen bir kişi aynı kalsiyumu bir bardak yoğurt, 50 gram peynir, 100 gram brokoli yiyerek alabilir.
MAĞNEZYUM
Mağnezyum vücudumuzda en fazla bulunan 4. mineraldir. Vücudumuzdaki mağnezyumun yarısı hücrelerin içinde, diğer yarısı da kalsiyum ve fosforla birlikte kemiklerde bulunur. Kan dolaşımında ise vücudumuzdaki toplam mağnezyumun %1’i bulunmaktadır.
Magnezyum, vücudumuzda kemik dokusu, sinir dokusu ve kasların çalışmasını ve kalp atımlarını düzenler. Kalsiyumla ortak görevleri vardır. Kemiklerin kuvvetli olmasını ve bağışıklık sistemini destekler. Mağnezyum kan şekerinin düzenli olmasını sağladığı gibi kan basıncını düzenler ve enerji metabolizmasını ayarlar. Mağnezyum ince barsaklardan emilir ve böbreklerden atılır.
Mağnezyum Hangi Gıdalarda Bulunur?
Ispanak gibi yeşil sebzelerde mağnezyum bol bulunur. Kuru baklagiller, kuru yemiş (ceviz, badem gibi) ve tam tahıllar ve içme suyu mağnezyum kaynağıdır. Yer fıstığı, kepekli ekmek, peynir, tavuk, biftek, patates, portakal, domates, soğan, incir, üzüm, hurma, ceviz, badem, tohumlar, tam tahıllar, çavdar, yoğurt, patates, havuç, kereviz, fındık, marul ve pırasa gibi yeşil sebzelerde magnezyum bulunmaktadır.
Yeterli mağnezyum almak için günde 5 porsiyon sebze ve meyve yenmelidir. Rafine besinlerde mağnezyum çok az bulunur. Tam buğday ekmeğinde beyaz ekmeğe göre 2 kat daha fazla mağnezyum vardır. Mağnezyumun bir kısmını içtiğimiz sudan alırız. Sert sularda daha fazla mağnezyum vardır.
Günlük mağnezyum ihtiyacı 320-420 miligram kadardır.
Yeteri kadar yeşil sebze ve fındık, ceviz gibi mağnezyumdan zengin gıdalarla beslenenlerde şeker hastalığı riskinin azaldığı gösterilmiştir.
Yeteri kadar mağnezyumdan zengin gıdalarla beslenenlerde Tip 2 diyabet denen erişkin tip diyabetin daha az görüldüğü saptanmıştır.
Mağnezyum Eksikliği:
Mağnezyum eksikliğinde kaslarda kramplar oluşmaktadır. Mağnezyumun kan şekerinin ayarlanmasında önemli rolü vardır. Mağnezyum yetmezliği olan şeker hastalarında göz dibindeki retina adı verilen damardan zengin bölgesinde daha fazla bozukluk görülür. Mağnezyum eksikliği olan şeker hastalarında koroner kalp hastalığı riski artar. Şeker hastalarında idrarla mağnezyum atılımı çok arttığından kanda mağnezyum eksikliği sık görülür. Bu nedenle şeker hastalarında mağnezyum tetkiki yaptırmak çok önemlidir. Kanlarında mağnezyumu az olan kişilere günde 300-350 mg mağnezyum içeren ilaçlar verilir.
Mağnezyum eksikliği şu durumlarda sık görülür:
•Mağnezyumun bağırsaklardan emiliminin bozuk olması (bağırsak hastalıkları)
•Besinlerle az miktarda alınması
•İdrar söktürücü ilaçların kullanımı (Lasix ilacı gibi ilaç alanlarda)
•Gentamisin, amfoterisin, siklosporin gibi antibiyotikleri kullananlarda
•Cisplatin isimli kanser ilacını kullananlarda
•Şeker hastalarında idrarla mağnezyum kaybı fazladır
•Fazla alkol içenlerin çoğunda mağnezyum eksikliği vardır
•Devamlı ishal olanlarda
•Devamlı potasyum ve kalsiyum eksikliği olanlarda
•Yaşlılarda
Yukarıda sayılan durumlarda ilave mağnezyum almak gerekir. Bu amaçla kan mağnezyumu ölçülmeli ve ona göre mağnezyum ilaçları alınmalıdır.
Mağnezyum eksikliğinde şu belirtiler oluşur:
•İştah kaybı
•Bulantı, kusma,yorgunluk ve halsizlik
•Depresyon ve kişilik değişiklikleri
•Kaslarda kramp
•Bacaklarda uyuşma, his kaybı
•Kalp atışlarında bozukluk
•Kalpteki koroner damarlarda kasılma
•Bayılmalar, kasılmalar
•İleri mağnezyum eksikliği kalsiyum düşüklüğü yapar.
•Kanda potasyum düşüklüğü olur
SODYUM
Sodyum vücudumuzda en çok bulunan minerallerden birisidir. Sodyum genellikle sofra tuzu veya tuzlu gıdalarla alınır. Sodyum, damarlar içindeki kanın miktarı ve tansiyonumuzun kontrolünde önemli rol oynar.
Kandaki sodyumun normal sınırlarda olmasını bazı hormonlar ayarlamaktadır. Bu hormonlardan birisi böbreküstü bezinden salgılanan aldosteron hormonu ile kortizol hormonudur. Beynimizde bulunan hipofiz isimli bezden salgılanan antidiüretik hormon (ADH) isimli hormon da kan sodyum düzeyinin az veya çok olmasında etkili olmaktadır.
Kandaki sodyum azlığı genellikle az tuz yenmesinden kaynaklanmaz.
Eğer kandaki sodyumun miktarı 136 mEq/L’nin altına inerse sodyum düşüklüğü var denir. Kanda sodyum düşüklüğü ya vücutta aşırı su birikmesi nedeniyle ya da aşırı sodyum kaybı nedeniyle oluşur. Kortizol hormonunun az olması, tiroit hormonlarının az olması kanımızda sodyum miktarını azaltabilir. ADH hormonunun aşırı salgılanması ise vücutta su miktarını artırarak kan sodyumunu azaltabilir. Kandaki sodyum düştüğünde baş ağrısı, bulantı, kusma, kas krampları, yorgunluk ve baygınlık meydana gelir.
Aşırı egzersiz yapanlarda ve özellikle maraton koşucularında kan sodyumunda düşme sık görülür. Bunun nedeni vücutta sıvı birikimi olmasından ve sıvı atılımı azalmasından ileri gelir.
POTASYUM
Hücrelerin düzenli çalışması için çok gerekli olan potasyum, hücre içinde hücre dışına göre 30 kat daha fazla bulunur. Potasyum, sinirlerin iyi çalışmasını, kasların kasılmasını ve kalp kasının iyi çalışması sağlanır.
Potasyum düşüklüğü, aşırı kusma nedeniyle, idrar söktürücü ilaçların fazla alınmasıyla, bazı böbrek hastalıklarında, çok alkol içenlerde aşırı kabızlık ilacı kullananlarda magnezyum eksikliği olan kişilerde, aşırı kahve içenlerde ve aldosteron isimli hormonun böbrek üstü bezinden aşırı salgılanması nedeniyle oluşur.
AZ ÇALIŞAN TİROİD BEZİ (HİPOTİROİDİZM)
Tiroid Bezi Yetmezliğinin Tanımı, Çeşitleri ve Nedenleri
Tiroid bezinin az çalışmasına ve bu nedenle tiroid hormonlarını az üretmesine ve sonuçta kanımızda tiroid hormonlarının (T3 ve T4) düşük olması durumuna tiroid yetmezliği veya tıp dilinde hipotiroidi denir. Tiroid hormon yetersizliği sonucu vücudumuzun tüm metabolik olaylarında yaygın yavaşlama vardır ve bu nedenle vücudun dengesi alt üst olur. Vücuttaki bu bozuklukların yanı sıra ruhsal çöküntü, unutkanlık, hareketlerde yavaşlama ve uykusuzluk görülür. Hamilelik döneminde tedavi edilmeyen tiroid yetmezliği bebeklerde zeka geriliğine neden olabilmektedir.
Hipotiroidizm, toplumda % 4.6 oranında bulunur. Bunun çoğunluğunu başlangıç halindeki veya hafif derecedeki tiroid bezi yetmezliği (sadece TSH yüksek fakat T3 ve T4 normal olması) oluşturur. Tiroid yetmezliği tiroid fazla çalışmasından daha çok görülür ve nodüllerden sonra en sık görülen tiroid hastalığıdır.
Tiroid yetmezliği kadınlarda daha sık görülür ve yaşın artmasıyla sıklığı çok artar.
Bebek ve çocuklarda büyüme ve gelişmede belirgin gecikmeye, erişkinlerde ise vücut metabolizmasında yavaşlamaya neden olan tiroid yetmezliği tedavi edilmediği durumda kalp ve damar hastalıklarına neden olabilmektedir.
Şeker Düşmesi
Yemek sonraları kan şekeri düşüklüğü, yaşamı çok kötü etkileyen, enerjiyi düşüren, halsizlik, yorgunluk ve baş dönmesi yapan, iş verimini düşüren ve sizi kızgın, öfkeli, sabırsız bir hale getiren bir durumdur. Çok sık olmasına rağmen üzerinde pek durulmayan önemli bir hastalıktır. Kilo veremeyen kişilerin çoğunda reaktif hipoglisemi vardır.
Gün içinde acıkma atakları oluyor ve şekerli gıdalara saldırıyorsanız; öğleden sonraları baş ağrısı varsa; uykudan birkaç saat sonra gece yarısı uyanıyor ve zor uyuyabiliyorsanız; kötü rüyalar görüyor ve devamlı bir yorgunluk varsa; öğleden sonra canınız şeker veya kahve içmeyi çok istiyorsa; baş dönmeleri varsa; yemek yiyinceye kadar halsizlik ve yemek gecikince kendinizi bitkin hissediyorsanız; halsizliğiniz yemek yiyince düzeliyorsa; yemek gecikince ellerde titreme ve çarpıntı oluyorsa; çok duygusalsanız, çabuk sinirleniyor ve kontrolünüzü kaybediyorsanız; yemek önceleri çok huzursuzsanız; yemeklerden sonra uyku basıyor ve gün boyu uyukluyorsanız, bu belirtiler kahvaltı öncesi de oluyorsa, kan şekerinizde düşüklük olabilir. Bunun başlıca nedeni de dengesiz beslenme, fazla karbonhidratlı, nişastalı gıdalar ve şeker yeme, stres ve aşırı kafein alımı (kahve, çay, kola) veya ailenizde şeker hastalığı olmasıdır.
KAYNAK:
1. Prof Dr Metin Özata, Vitamin Mineral Bitkisel Ürün Rehberi, Gürer yayınları, 2008