Anasayfa
Anasayfa
İletişim
İletişim
zayiflama.org facebook'da
zayiflama.org twitter'da
zayiflama.org g+'da
العربية
SİTE İÇERİĞİ
Endokrinoloji
Hormonlar ve Görevleri
Hormon Salgı Bezleri
Depresyon ve Hormonlar
Stres Hormonları
Hipotalamus ve Hormonlar
Mutluluk ve Serotonin
Uyku ve Melatonin
Endokrinoloji Nedir?
Metabolizma Nedir?
Endokrinolog Nedir?
Endocrinologist in Istanbul
Zob Müalicə
Hipofiz
Hipofiz Bezi Nedir?
Hipofiz Hormonları
Hipofiz Az Çalışması (Hipofiz Yetmezliği)
Hipofiz Tümörü
Prolaktin Yüksekliği
Memeden Süt Gelmesi ve Prolaktin
Prolaktin Salgılayan Tümör - Prolaktinoma
Erkekte Meme Büyümesi - Jinekomasti
Akromegali - Kontrolsuz Büyüme Hastalığı
Boy Kısalığı
Çok Su İçme Hastalığı (Diyabetes İnsipidus)
Tiroid
Tiroid Bezi Hormonları
Tiroid Kanseri ve Tedavisi
Haşimato Hastalığı
Tiroid Nodülü
Tiroid Çok Çalışması - Zehirli Guatr
Tiroid Az Çalışması - Hipotiroid
Tiroid Tedavisi
Guatr
Guatr Belirtileri
Guatr Nedir?
Guatr Nedenleri
Guatr Tedavisi
Nodüllü Guatr
Paratiroid
Paratiroid Nedir?
Paratiroid Hormon Yüksekliği
Kalsiyum Yüksekliği
Paratiroid Düşüklüğü
Böbreküstü Bezi
Böbreküstü Bezi ve Hormonları
Kortizol Yüksekliği - ACTH Yüksekliği
Kortizol Düşüklüğü - Addison
Böbreküstü Tümörü - Feokromasitoma
Testis Hormon Hastalıkları
Testisler ve Hormonları
Erkeklik Hormonu (Testosteron) Azlığı
Penis, Testis Küçüklüğü
Sertleşme Sorunu - Empotans
Cinsel İstek Azlığı (Kaybı)
Yumurtalık Hormon Hastalıkları
FSH ve LH Nedir?
Östorojen ve Progesteron
Adet Bozukluğu
Polikistik Over Sendromu
Tüylenme
Yüzde Sivilce ve Hormonlar
Kadınlarda Halsizlik ve Yorgunluk
Kemik Erimesi - Osteoporoz
Menopoz
Pankreas Bezi ve Diyabet
Pankreas Bezi ve Hormonları
Şeker Düşüklüğü - Reaktifhipoglisemi
İnsülin Direnci
Gizli Şeker
Şeker Hastalığı
Tip 1 Diyabet Tedavisi
TİP 2 Diyabet
Diyabet Diyeti
TİP 1 Diyabet
İnsülin Tedavisi
Kan Şekeri Kaç Olmalı?
Hormon Hastalık Belirtileri
Üşüme
Aşırı Terleme Nedenleri
Yorgunluk ve Hormonlar
Unutkanlık
Aşırı Kilo Verme
Tırnak Kırılması
Ürik Asit Yüksekliği
Kramp Girmesi
Saç Dökülmesi
Diyet
Değişim Listesi
Gıda Grupları
Glisemik İndeks Değerleri
Glisemik İndeks Nedir?
Glisemik İndeks Diyeti
Diyet Listesi
Kilo Verme
Diyet Yemekleri
Egzersiz
Bazal Metabolizma
Yeme Davranışı Bozuklukları
Gece Yeme Sendromu
Zayıflama
Neden Kilo Alırız?
Zayıflamak İçin
Metabolizma Yavaşlığı
Metabolizma Nasıl Hızlandırılır?

İnsülin Tedavisi

İnsülin tedavisi Tip 1 Diyabette ve Tip 2 diyabetli olup da ilaçlara cevap vermeyen hastalarda kullanılır.

Hangi durumda insülin tedavisine başlanır?

- Pankreas bezinden iki türlü insülin salgısı olur: Birinci salgılanma şekli gün boyu az miktarda olan bir salgılanmadır. Buna bazal insülin denir. Buna ilave olarak her yemekten sonra artan kan şekerini düşürmek için ilave bir insülin salgısı daha olur. İşte insülin tedavisiyle şeker hastasına bu salgılanışa benzer şekilde insülin verilmeye çalışılır.

İnsülin hormonu ilaç olarak sıvı halde bulunur ve bir enjektörle veya insülin kalemiyle cilt altına enjekte edilir. Hap veya tablet şekli yoktur. Kan şekeri çok oynak olan bazı tip 1 diyabetli hastalarda insülin pompası kullanılabilir.

İnsülin, tip 1 diyabetlilerde mutlaka kullanılması gerekir. Tip 2 diyabetlilerde ise hap şeklindeki ilaçlara cevap alınamadığı durumda yani şeker haplarını maksimum dozda kullanıldığınız halde şeker düşmüyorsa insüline geçmek gerekir.

İnsülin alışkanlık yapar diye halk arasında yanlış bir inanış vardır. İnsülin alışkanlık yapmaz. Kullanılan diğer haplar gibi bir ilaçtır ve sağlık için gereklidir. İnsülin kullanmak haplardan daha sağlıklıdır.

Şeker hastalığı ilerleyici bir hastalıktır. Zamanla kullanılan haplar artık yeterli gelemez. Bunda kişinin hatası yoktur. Hastalığınızın ilerlemesi sebebiyle artık haplar yeterince etki edemez.

İnsülin tedavisinden çoğu hasta yaşamının etkileneceğinden korkar. İğne yapmak önceleri kişileri ürkütür ama sonra alışılır.

Hangi Hastalar İnsülin Kullanmalıdır?

•    Tip 1 diyabeti olanlar
•    İlaçlara rağmen kan şekeri düşmeyen tip 2 diyabetikler
•    Retinopati, nöropati, diyabetik ayak (ayaklarda yara) gibi komplikasyonlar varsa
•    Karaciğer, böbrek hastalığı veya yetmezliği varsa
•    Enfeksiyon varsa
•    Ameliyat olunacaksa
•    Gebelik sırasında
•    Kortizon ilacı kullanımı sırasında
•    Kilo kaybı olan şeker hastalarında
•    İdrarda keton çıkan hastalarda
•    Pankreas bezi ameliyatla çıkarılanlarda

* İnsülin dozu nasıl ayarlanır?

- Her şeker hastasının insülin ihtiyacı farklıdır. Dozu kişin kendisi değil, doktoru ayarlayacaktır.

* İnsülin piyasada hangi şekillerde satılır?

- Eczanelerde insülin ya flokan halinde (enjektörle yapmak için) ya da insülin kaleminde kullanmak için kartuş halinde veya kullanılıp atılacak kalemler halinde  bulunur. Her ikisinin 1ml’sinde 100 ünite insülin vardır. Kısa etkili insülinler çabuk bozulduğundan buzdolabında saklanmalıdır. Çok sıcak olmayan havalarda insülini yanınızda taşıyabilirsiniz, ancak akşam eve gelince mutlaka buzdolabına koyunuz.

* Hangi insülin kullanılmalı?

- İnsülin tipini kişiyi takip eden endokrinoloji veya iç hastalıkları uzmanı karar verecektir. Kan şekerine göre günde bir veya iki defa insülin yapmak gerekeceği gibi bazen günde 4 defa insülin yapmak da gerekebilir. Karışım insülin de kullanılabilir.
 
* İnsülin tedavisinin etkili olup olmadığı nasıl anlaşılır?

- İnsülin etki ediyorsa kan şekeri düşmeye başlar. Eğer kan şekerinde düşme olmuyorsa ya doz azdır ya da enjeksiyonda problem vardır. Her iki durumda da doktora başvurmak grekir.

* İnsülinin bozuk olup olmadığı nasıl anlaşılır?

- Bozuk insülini anlamak her zaman kolay olmayabilir. Görüntüsü bazen normal olduğu halde insülin bozuk olabilir. İnsülinin bozuk olduğu şu durumlarda düşünülmelidir:

•    Yeni bir insülin kartuşu veya şisesine başladığınızda kan şekeri giderek yükseliyorsa
•    İnsülin şisesinin içinde tanecikler ve tortular varsa
•    R denilen kristalize insülin şişesi içindeki sıvı insülin berraktır, eğer bulanık ise bozulmuştur.
•    Açılmış bir flakon 30-40 günde bitmemiş ise bozulabilir.
•    Donmuş insülinleri kullanılmamalıdır.
•    İnsülin şişesinin üzerindeki son kullanma tarihi kontrol edilmeli, süresi geçmiş ise kullanılmamalıdır.

* İnsülin nasıl saklanmalıdır?

- İnsülini mümkünse buzdolabında +4C de saklanmalıdır. Buzluğa koyulmamalı ve dondurulmamalıdır. İnsülin kalemi içindeki insülinler oda sıcaklığında bir ay, buzdolabında 3 ay saklanabilir. İnsülin 25 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda uzun süre kalırsa bozulabilir. Örneğin yazın park halindeki arabaların sıcaklığı 50-60 dereceye kadar yükselebilir ve bu sıcaklık insülinin bozulmasına sebep olur. İnsülini otomobil içinde unutmamak gerekir. Çok sıcak havalarda insülinleri bir termos içinde veya buz kalıbı ile soğutulan çantalar içinde saklamak gerekir. Soğuk havalarda ise özellikle sıfır derecenin altında insülin bozulabileceğinden insülin elbise içinde saklanabilr.

* İnsülin yaparken dikkat edilecek konular nelerdir?

a)  İnsülin kalemi yaparken;
-    İğne ucunu bir defadan fazla kullanmayın
-    Her yapılış sonrası iğneyi çıkarın
-    Yapmadan önce insülin dozunu gösteren rakama dikkat ediniz. Rakamları göremiyorsanız başka birinin size yardım etmesini sağlayınız.
-    İnsülin yaptıktan sonra yapılan yerde kanama veya insülinin ciltten dışarı çıkıp çıkmadığını kontrol ediniz.
-    İğne yapılan yerde morarma veya şişlik oluyorsa doktorunuza danışınız
-    İğne yapılan yerde şişlik olmuş ise bu şişliğe iğne yapmayınız.
-    İnsülin yaptıktan sonra enjeksiyon yerini ovmayınız
-    İnsülin kaleminize uygun insülin kartuşu alınmalıdır
-    İnsülin kalemi içindeki insülin oda ısısında 3 hafta, buzdolabında 3 ay saklanabilir.

b) Flakon tipi insülin İle enjeksiyon yaparken;
-    Ellerinizi sabunlu su ile iyi yıkayınız
-    İnsülin şişesini birkaç kez alt-üst yaparak iyice karıştırınız, insülin şişesi buz tutmuş ise kullanmayın ve o şişeyi atınız.
-    Lastik tıpanın üzerindeki koruyucu kapağı açın, ancak lastik tıpayı çıkarmayın
-    Lastik tıpayı alkollü pamuk ile silin
-    Enjektörün üzerindeki iğnenin kapağını çıkarın. Piston yardımı ile çekeceğiniz doz kadar havayı enjektöre çekin.
-    Enjektörün iğnesini insülin şişesinin lastik tıpasına batırarak pistonu itin ve enjektörün içindeki havayı şişenin içine boşaltın.
-    Şişeyi, iğnenin ucunu insülin şişesinin içerisinde tutarak bir elinizin içinde ters çevirin. Diğer elinizle uygulayacağınız doz kadar insülini enjektöre çekin.
-    Enjektörünüzdeki hava kabarcıklarını kontrol edin. Eğer varsa enjektöre hafifçe vurarak ya da insülini tekrar şişeye geri basarak kaybolmasını sağlayın. Sonra şişeye geri verdiğiniz insülini tekrar çekin. Bu işlemi enjektörde büyük hava kabarcığı kalmayıncaya kadar tekrarlayın.
-    İğneyi şişeden çıkarın ve eğer hemen kullanmayacaksınız iğnenin ucuna muhafazasını takın.

* Vücutta enjeksiyon yapılacak bölgeler nerelerdir?

- Enjeksiyon bölgelerini sürekli değiştirmek gerekir. Eğer hep aynı yere enjeksiyon yapılırsa o bölgede şişlik, sertlik, morarma gibi değişiklikler olur. Aynı enjeksiyon bölgesine gelindiğinde en az 2 hafta geçmiş olmalıdır.

İnsülin en iyi emildiği yer karın bölgesidir. Bunu kol, bacak ve kalça bölgesi takip eder. Enjeksiyon yapılan yerdeki masaj, ısı artması ve egzersiz emilimi artırır.

* Enjeksiyon sonrası ciltten insülin geri gelirse ne yapılmalıdır?

- Bazen insülin enjeksiyonu sonrası ciltten iğneyi çektikten sonra bir damla insülinin geri geldiği olabilir. Bu insülin kaybını önlemek için şu önlemler alınabilir:

•    İnsülin iğnesini insülinin hepsi verilmeden çekmeyin
•    Enjekte etmeden önce tutulan cilt kısmını bırakmak faydalı olabilir.
•    İnsülini yavaş enjekte etmek bu geri kaçmayı önler
•    Enjeksiyonu yaptıktan sonra 5 saniye bekleyip iğneyi ondan sonra çekin
   
* İnsülin yaparken ağrı olur mu?

- Yeni geliştiren çok ince insülin iğneleri ile ağrı olmamaktadır. Ancak insülin yapılan yeri değiştirmez ve hep aynı yere yapılırsa orada şişlik olur ve daha sonra yapılan insülin enjeksiyonları ağrı yapmaya başlar. Bu durumdan korunmak için haftada bir enjeksiyon bölgesi değiştirilmelidir.  Buzdolabından çıkardığınız insülinin bir süre oda ısısında ısınması gerekir. Soğuk insülin ağrı yapar.

Ayrıca enjektörde hava varsa o da ağrı yapabilir. Bu nedenle enjektörde hava olmamasına dikkat edilmelidir.

İnsülin yapılacak yeri önceden alkollü pamuk ile silmek gerekir. Aksi takdirde enfeksiyon kapma riski artar. Alkol sürdükten sonra uçması beklenmelidir. Alkol uçmadan enjeksiyon yapılırsa ağrı oluşur.

* İnsülin dozunun gün içine dağılımı nasıl yapılır?

- Toplam günlük insülin dozunun yaklaşık %40-50’si bazal (temel) insülin ihtiyacını sağlar Geri kalanı öğünlere rastgele olarak dağıtılır veya yemeklerin karbonhidrat içeriğine göre ayrılır. Yenen karbonhidratların her 10 gramına 0.8 - 1.2 ünite insülin verilerek de dağılım yapılabilir.

İnsülin dağılımı alternatif olarak şu şekilde de yapılabilir. Günlük dozun %40-50’si bazal insülin, %15-25’i kahvaltı öncesi, %15’i öğle yemeği öncesi, %15-20’si akşam yemeği öncesi verilir. Bazı hastalara yatmadan önce %0-10 oranında hızlı etkili insülin verilebilir. Bu insülin dağılımı teorik olup her hasta için düzenleme yapılması gerekir.

* Günlük insülin dozu nasıl belirlenir?

- Günlük dozun belirlenmesinde bazı kaba kriterler söylenebilir. Unutulmaması gereken her hastaya özgü günlük doz belirlenmesinin yapılması gerektiğidir.

Kan şekeri durumuna göre insülin dozu artırılır veya azaltılır. Bazı hastalarda günde tek defa insülin yapmak yeterli olabilir. Çoğu hastada ise günde iki kez insülin yapılır ve bu sabah kahvaltı öncesi ve akşam yemeği öncesi yapılır. Çoğu hastada günlük insülin ihtiyacının 2/3’ü sabah, 1/3’ü akşam yemeği öncesi yapılır. Şişman olmayan hastalarda 40 üniteden az dozlarla kan şekeri kontrol edilirken, şişmanlarda daha yüksek dozlara ihtiyaç vardır. Bazı hastalarda kan şekeri iyi kontrol edilemediğinden günde 4 kez insülin yapılması gerekir.

* Hangi tip insülin seçilmelidir?

- Gebelerde, çocuklarda ve antikor sorunu olanlarda ileri derecede saf insan insülinleri kullanılmalıdır. Koma ve acil tedavi gereken durumlarda, operasyonlarda ve devamlı insulin infuzyonunda kısa etkili insulin kullanılır.

Yaşlı bir diyabetikte ya da nefropatili bir hastada çok titiz kan glukoz ayarı gerekmez. Bu tip hastalarda orta etkili insülinler yeterli olur. Düzensiz yaşayan, iletişimi bozuk kişilerde de sıkı glisemi kontrolü yapılamaz. Endojen insülin salınımı düşük hastalarda oral antidiyabetiğe devam etmenin bir faydası yoktur, Bu hastalarda insülin tedavisine hemen geçmelidir. Endojen insulin salınımı C-peptid düzeyleri ölçülerek veya OGTT sırasında insülin ve C-peptid düzeyleri ölçülerek saptanabilir.

* Geçici süreyle insülin tedavisi nasıldır?

- Hipergliseminin (kan şekeri yüksekliği) kendisi pankreasdaki insülin salgılayan beta hücrelerinin fonksiyonunu bozar ve insülin rezistansını arttırır. Bu duruma glukoz toksisitesi (şeker zehirlenmesi) denir. Dışardan verdiğimiz insülin tedavisi vücuttaki insülin rezistansını yenerek glukoz toksisitesini düzeltir.

Bu nedenle geçici insülin tedavisi;

Şiddetli tip 2 diyabeti olan hastalarda başlangıçta kullanılarak glisemi kontrolünü sağlamak için,
Geçici hastalık durumlarında (ameliyat, koma, enfeksiypn, kortizon ilacı kullanma gibi) kan şekerininin düzenlenmesi için kullanılır.
Başlangıçta (ilk tanı konulduğunda) kan şekeri yüksek (>250 mg/dl) olan hastalarda insülin tedavisine hemen geçip metabolik durumu düzelttikten sonra haplara geçmek mümkündür. Bu tedavi sürekli metabolik iyileşme sağlar. Ancak uzun süredir şeker hapı kullanan hastalarda eğer kan şekeri yüksek seyrediyorsa geçici insülin tedavisinin uygulanması zor olabilir. Bu hastalar devamlı insülin tedavisine ihtiyaç duyabilirler. Bunun nedeni de pankreasdaki beta hücre fonksiyon bozukluğunun ilerlemiş olmasıdır.
Halen şeker hapı kullanan ancak araya giren enfeksiyon gibi nedenlerle kan şekeri yükselmiş hastalarda haplara ilave olarak insülin tedavisi yapılabilir. Bu tedavi birkaç gün veya birkaç hafta olabilir.

* Geçici insülin tedavisi nasıl kesilir?

- Tip 2 diyabette glukoz toksisitesi (şeker zehirlenmesi) düzeldikten sonra insülin tedavisi kesilebilir. İnsülin tedavisinin kesilebileceği Tip 2 diyabetli hastalar:

a-Klinik olarak sabit (Kilo kaybı olmayan veya sabit bir kiloda olan )                           
b- Kan şekeri hedeflerine ulaşılmış olması gerekir.

İnsülin kesilirken total günlük dozun %10-15’i adım adım azaltılır. Bu arada sık kan şekeri takipi yapılıp insülin dozu 0.3-0.4 Ü/kg/gün’den aşağıya indiğinde insülin stoplanıp şeker haplarına geçilebilir. Başlangıçtaki insülin doz azaltmaları sırasında glisemi düzeyleri bozuluyorsa insülin tedavisi kesilemez. Yine eski dozda tedaviye devam edilir.

© 2024 Prof. Dr. Metin ÖZATA
BAĞDAT CADDESİ NO: 168
HUZUR PALAS APT. KAT 2 DAİRE 8
SELAMİÇEŞME - KADIKÖY / İSTANBUL
Tel: (216) 348.65.19 GSM: (530) 264.98.98
Neo Tasarım Hizmetleri