Yüzde Sivilce ve Hormonlar
Akne veya sivilce çoğunlukla ergenlik döneminde ortaya çıkan bir durumdur. Bunun nedeni hormon değişimleri nedeniyle cild yağının artmasıdır. Ancak bazen bu sivilveler ileri yaşlarda da ortaya çıkabilir. Akne artışının sorumulusu olarak vücudumuzdan salgılanan testosteron, büyüme hormonu, IGF-1 hormonu, prolaktin, DHEAS, östrojen gibi hormonlar sorumlu tutulmuştur. Hatta son zamanlarda ispatlanmış olmasa da inek sütü ve inek sütü proteinlerinin IGF-1 hormonunu artırarak akne yaptığı ileri sürülmüştür.
AKNE, SİVİLCE, TÜYLENME VE KİLO
Bazı kadın ve kızlarda adet bozukluğu, akne, sivilce, tüylenme ve kilo alma olabilir. Bu kadın ve kızlarda yumurtalık kisti ve bazı hormon bozukluklarının araştırılması gerekir. Bir ENDOKRİN UZMANINA başvurarak Testosteron, DHEAS, Prolaktin, SHBG, İnsülin, yumurtalık ultrasonu TSH gibi tetkikler yaptırın.
AKNE VE POLİKİSTİK OVER (YUMURTALIK KİSTİ)
Polikistik over sendromu yumurtalıkta kistlerin olması ile karakterize bir hastalıktır. Kadınların yaklaşık % 5-10’unda bulunur. Bu kadınların çoğu kilolu veya obezdir ancak % 25’i zayıftır. Ailesel özellik gösterebilir yani genetik bir hastalıktır. Ailesinde insülin direnci veya tip 2 diyabeti olanlarda daha fazla görülür. Kiloluluk polikistik overin daha şiddetli olmasına neden olur.
Bu hastalarda şu belirti ve bulgular vardır:
Adetlerde düzensizlik: adetler kesilebilir veya düzensizdir, yumurtlama olmaz.
Gebe kalmada sıkıntı olabilir
Kilo alma olabilir
Akne vardır
Yüzde ve vücutta kıllanma olur
Saçlarda dökülme olur
Depresyon ve anksiyete olabilir
Uyku apnesi gelişebilir.
Bu şikayetler ergenlik zamanı başlayabilir. Bazı kadınlarda erişkin yaşlara kadar hiç şikayet olmayabilir. Şikayetler de kadından kadına değişir.
Polikistik over sendromunun nedeni tam olarak bilinmemektedir. Bir hormon dengesizliği mevcuttur. Hipofizden LH hormon salgılanmasının fazlalığı ve yumutalıktan salgılanan androjen hormon fazlalığı yumurtalık fonksiyonlarını bozar. İnsülin hormonu fazladır ve direnç vardır. Ayrıca androjen dediğimiz testosteron tipi hormonlar artmıştır.
Polikistik over sendromlu bazı kadınlar kilolu olmayabilir.
Teşhis için yumurtalık ultrasonu ve hormon tetkikleri yapılır. Ancak % 30 kadarında yumurtalıklarda kist olmayabilir. Bu kadınlarda açlık ve tokluk kan şekeri, kan kolesterol düzeyleri ve kalp muayenesi yapılmalıdır.
Tedavide doğum kontrol hapları, insülinin etkisini artıran ilaçlar (metformin, pioglitozon gibi) uygulanabilir. Kilo fazlalığı varsa uygun diyet ve egzersiz yapılmalıdır.
AKNE VE TÜYLENME
Tüylenme veya tıptaki adıyla hirsutizm kadınlarda siyah kılların olmaması gereken yerlerde (bıyık, çene bölgesi, göğüs ve karın gibi) büyümesi ve artmasıdır. Genel olarak üreme çağındaki kadınların yaklaşık % 5-8 kadarında tüylenme vardır.
Tüylenme genellikle bir hormon bozukluğundan olur ve çoğunlukla da testosteron gibi erkeklik hormonları artar. Ancak bu hastaların önemli bir kısmında da kandaki hormon düzeyleri normal çıkabilir.
Tüylenmenin en önemli nedeni kadınlarda kılların kandaki testosteron denen erkeklik hormonuna karşı hassasiyetinin artmasından ileri gelir. Bu hormonlar yani kılları artıran hormonlar (testosteron) kadınlarda ya yumurtalıktan ya da böbreküstü bezinden gelir. Eğer kıllanma hızlı bir şekilde gelişir ve ilerlerse nedenini mutlaka araştırmak gerekir. Çoğu hastada altta ciddi bir neden olmayabilir.
Tanı
Tüylenmesi olan kadınların çoğunda ya hiç hormon artışı yoktur ki buna tıpta ‘’idiopatik hirsütizm’’ denir ya da polikistik over sendromundan kaynaklanır. Nadir olarak prolaktin hormonunun fazla olması, adrenal (böbreküstü) bezin fazla çalışması ve kullanılan bazı ilaçlar tüylenme yapabilir. Bazen yumurtalık ve adrenal bezdeki bir tümör de aşırı tüylenme yapabilir.
Tümör olan hastalarda kıllanma ani başlar, hızla artar, saçlar dökülür, ses kalınlaşır ve erkek tipi bir yapı oluşur. DHEAS aşırı yükselir. Teşhis için over ve adrenal bez tomografi yapılır.
Hirsutizmin tanısında testosteron, androstenedion, DHEAS, 17 alfa hidroksi progesteron ve prolaktin hormonlarına bakılmalıdır.
AKNE VE KİLO
Gİ diyetinin uygulanmasında 3 önemli adım vardır:
• Akılcı karbonhidrat seçimi yapmak, yani yüksek Gİ yerine düşük Gİ’li karbonhidratları yemek
• Gıdaların yaklaşık olarak Gİ değerlerini öğrenmek
• Günlük karbonhidrat miktarını ölçülü almak ve düşük Gİ’li de olsa fazla karbonhidrat almamak. Yani her öğünde asla fazla kalori almamak.
Bir diyetin başarılı olması onun devam ettirilebilir olmasına bağlıdır. Bir süre uygulanıp sonra devam ettirilemeyen diyet veya beslenmenin anlamı yoktur. Herkesin vücudu, bağırsakları, gıdaları parçalayan enzimleri aynı olduğuna göre gıda seçimi büyük önem taşımaktadır.
Kilo vermede en önemli konu iştah kontrolüdür. İştah kontrolü için barsakta sindirimi uzun süren ve bu nedenle kan şekerini hızla artırmayan düşük GI’li gıdaların seçilmesi önem taşımaktadır.
GI’le beslenmeniz demek elinizde hesap makinesi Gİ hesaplamak, elde tablolar ona göre beslenmek demek değildir. Önemli olan kaliteli karbonhidrat yemektir.
Gıda Seçimi veya Beslenme Nasıl Olmalı?
Beslenmede en önemli ilke 3 ana öğün 3 ara öğün yemektir. Yani kahvaltı, saat 10.30’da ara öğün, öğle yemeği, ikindi ara öğün, akşam yemeği, gece saat 22.00 de ara öğün almalıdır.
Günlük beslenmenizde yüksek GI’li gıdalar yerine düşük GI’li gıdalar yemek pratik noktadır. Örneğin sabah kahvaltıda beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği, tereyağı veya reçel yerine yoğurt, meyve yenebilir. Yediğimiz gıdalar protein, karbonhidrat ve yağ içerir. Et ve yumurtada protein çoktur. Ekmekte ise karbonhidrat çoktur. Tereyağı ise yağdan oluşur. Önemli olan çeşitli gıdalardan farklı ölçülerde yemektir. Her gıdanın GI’ini ölçmek imkansızdır. Örneğin et, balık, tavuk, badem, tereyağı, sebzelerin GI’i ihmal edebilir. GI’i yüksek olan gıdalardan az yemek kuralımızdır. Ancak düşük GI’li sosis yememek lazımdır. Bunda doymuş yağlar çoktur. Yani amacımız sadece düşük GI’li gıda yemek değildir. Yüksek ve düşük GI’li gıdalar karışık yenirse GI ‘i orta derecede olur. Eğer yemeğinizde yüksek GI’li gıda varsa düşük GI’li gıda ilave edebilirsiniz.
Beyaz ekmek, pasta ve kurabiye yerine bir dilim tam buğday ekmeği, veya üzerine az reçel sürüp yiyebilirsiniz. Bembeyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği, çavdar veya kepekli ekmek yiyin. Kahvaltı gevreği yerine müsli yiyin. Kek veya pasta yerine yoğurt yiyin. Beyaz patates yerine tatlı patates yiyin.Cips yerine tane üzüm veya çilek yiyin. Kruvasan yerine yağsız sütten yapılmış kapuçino için. Kraker yerine dilimlenmiş havuç, biber yiyin. Şeker yerine kuru üzüm, kuru kayısı, kuru meyeri yükselmez hem başka faydalar sağlanır.
Tam buğdaydan yapılmış ekmekte daha fazla vitamin ve mineraller vardır. Tam tahıllar şeker hastalığına karşı koruyucudurlar ve kalp hastalığı görülme riskini azalttıkları gibi bağırsakları daha iyi çalıştırarak kabızlığı önlerler.
Günde en fazla 5 porsiyon ( 5 dilim) ekmek yenmelidir.
Kilo vermek için önemli beslenme önerileri:
1. Sebze ve meyve yemeğe fazla önem verin
2. Yağ miktarını azaltın.
3. Porsiyonları küçültün
3. Her yemekte en azından bir düşük GI’li gıda yiyin.
4. Öğün atlamayın, 3 ana öğün 3 ara öğün şeklinde beslenin
5. Yemek sonrası tatlı yerine meyve yiyin
6. Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği veya çavdar ekmeği yiyin
7. Trigliserit yüksek değilse düzenli olarak ceviz, badem veya fındık yiyin
8. Kırmızı eti az beyaz eti çok yiyin
9. Süt ürünlerini yağsız olarak yiyin
10. Yağ olarak sadece zeytinyağı yiyiniz